2007de Amy Winehouse, CNN ile yaptığı söyleşide şarkının anlamını şöyle anlatmıştı: “Back to Black biten bir ilişkiden çıktığınızda, bildiğinize ve eskiden olduğunuza geri dönmeyi anlatır. Ben de çalışmadığım için işime dönüp kendimi işime veremezdim. O, eski küçük sevgilisine geri döndüğünde benim dönebileceğim bir şey yoktu ve herhal AmyWinehouse - Back to Black (Hardcover). (Vocal Piano). Our piano/vocal songbook features all 11 R&B tunes off the breakout record from this soulful AmyWinehouse’un ölümünden sonra birileri "Ölümü bilinçliydi, o bu dünyayı reddediyordu" falan gibi beylik laflar etti, haddi olmayarak Amy Winehouse adına konuştu tabii ki. Zaten müzik endüstrisini de, müzisyenler Theproceeds go to the Amy Winehouse Foundation, set up by her father Mitch to battle youth poverty and drug and alcohol addiction. Lioness: Hidden Treasures will be officially released on December 5. 2634 1956, Peggy LEE, Black Coffee; 2635) 1960, Julie LONDON, Black Coffee 2636) 1970, Santana, Black Magic Woman; 2637) 2008, Julie Zenatti & Claude François, Le Chanteur Malheureux; 2638) 1975, Claude François, Le Chanteur Malhereux; 2639) 200* Julie Zenatti - Mon Maneges a Moi; 2640) 2003,Julie Zenatti, Je Ne Regrette Rien; Fast Money. Tam 7 sene önce aniden çekip gittiği o günden beri, ismini duymak bile yürekleri cız ettirmeye yetiyor. Viskiyle yıkanmış muhteşem sesine hasret kaldığımız Amy Winehouse’dan bahsediyoruz elbette. Sadece eşsiz kontralto vokali ile değil sürekli dalgalanan ruhu ve aşıkken kimseleri umursamayan halleriyle ile akıllara kazınan biricik Amy’ciğimiz genelde bir ayrılıp bir barıştığı kocası Blake Fielder Civil ile hatırlansa da aslında Amy’ni hayatında en az Blake kadar iz bırakan bir adam daha vardı Alex Clare. Doğuştan cazcı Tam adı Amy Jade Winehouse olan Amy Winehouse, 14 Eylül 1983 tarihinde Londra’nın banliyölerinde dünyaya gelir. Deyim yerindeyse müziğin ve cazın içine doğan Amy’nin anne ve babasından babaannesine kadar neredeyse tüm ailesi birer caz tutkunudur. Hatta Amy’nin aslen eczacı olan annesi de amatör bir caz şarkıcısıdır ve ismi ironik şekilde “Janis”tir. Annesi ile babası 9 yaşındayken boşandığı için çocukluğunu genelde caz müzisyeni olan babaannesi Cynthia ile geçiren Amy için aslında bu boşanma gerçek bir kırılmadır. Çünkü Amy’nin eğitimi ve psikolojisi ile yakından ilgilenen babaanne Cynthia torununun eşsiz yeteneğini herkesten önce keşfeder ve onu henüz 10 yaşındayken bir sanat okuluna yazdırır. Bu okulda tam 4 sene müzik eğitimi alan Amy, tahmin edileceği üzere hiçbir zaman hocalarının öğütlerine harfiyen uyan örnek bir öğrenci olmaz. Çok yetenekli olsa da sıkılgan karakteri yüzünden sık sık okuldan kaçan ve yalnız kalmak isteyen müstakbel caz yıldızımız dünyanın en saygın korolarından National Youth Jazz Orchestra’nın baş kadın vokali olduğunda sadece 16 yaşındadır. Tabii bu arada Amy’nin kariyer yolculuğu tam gaz devam eder ve İngiltere’de düzenlenen bir yetenek yarışmasına gönderilen demo sayesinde henüz 17 yaşındayken ilk albüm anlaşmasını yapar. Soyadı ile müsemma, kimselere benzemeyen bir kadın 20 yaşına bastığı 2003 senesi Amy için hayatının en önemli zamanıdır. Çünkü bu sene içinde Amy hem ilk albümü Frank’i çıkarır hem de ileride skandallarla dolu bir evlilik yapacağı Blake Fielder Civil ile karşılaşır. Amy, Blake’e öylesine bağlanır ki bugünden sonra tüm dünyası o olur. İşte tek ilgi alanı müzik olan bu farklı kadının ağır uyuşturucularla tanışması da sevgilisi Blake’ten sonraya denk gelir. Babası da dahil hiç kimse Amy’nin Blake’le olan ilişkisini onaylamaz çünkü Amy’nin Blake’le tanıştıktan sonra ne kadar değiştiği gün gibi ortadadır. Tabii Amy’nin Blake’e duyduğu tutkulu aşka rağmen ikilinin ilişkileri sürekli ayrılıp tekrar birleşme üzerine kuruludur. Ve bu süreçte Blake bir anda Amy’i terk ederek eski kız arkadaşına döner. Ancak Amy’i bunalıma sürükleyen bu olayın şahane de bir sonucu vardır Şimdiden klasikler arasına giren Back To Black albümü! Blake’ten pek çok iz taşıyan bu albüm Amy’nin yalnızlığını ve depresif ruh halini çok iyi yansıtır. Ve “kötü kız” “iyi adam”la karşılaşır… Aslında Amy ile Alex Clare’in hikayesi de bir tür “sığınma” hikayesidir. Şimdilerde İngiltere müzik piyasasında sağlam bir yeri olan Alex Clare, Amy ile tanıştığı 2006 yılında Camden’da bir pubda hem müzik hem de aşçılık yaparak hayatını kazanır. Amy’nin evine çok yakın olan The Hawley Arms’ta karşılaşan ikili bir anda birbirlerinden kopamaz hale gelirler. Alex başta Amy’nin şöhretinden biraz ürkse de kendini bu caz tanrıçasının çekimine kapılmaktan alıkoyamaz. İlişkileri sürerken Amy gözle görülür şekilde toparlanır. Çünkü bu hassas ruhlu adam onun geçmişten kalma yaralarını nazikçe iyileştirir. Ancak bu sıralarda Alex nasıl bir aşk üçgeninin içine düştüğünü asla tahmin edemez! Çünkü Amy, Alex’le ilişkileri sürerken eski sevgilisi Blake ile görüşmeye başlar. Hatta Alex Clare, Amy’i kaybettiğini aynı zamanda onu bulduğu yer olan The Hawley Arms’ta fark eder! Çünkü Alex, Amy ve Blake’i gecenin üçünde mekanda öpüşürken görür ve Amy’nin hayatından sessiz sedasız gider. İşte Amy ile Alex’in bir yıla yakın devam eden hikayeleri böylece sonlanır. Alex’ten sonra Alex Clare’le ilişkisini bitirdikten sonra koşarak sevgilisi Blake’le evlenen Amy, sanki ilişkilerini garantiye almak ister gibidir. Ama aslında bu hamle belki de Amy için sonun başlangıcıdır. Çünkü Amy ile Blake’in sorunlu –ve hatta şiddet içeren- evliliği magazincilere bulunmaz malzemeler verir ve çift artık flaşların gölgesinde tatsız bir yaşam sürer. Bu durum yüzünden daha da agresifleşen Amy, artık sahne performansını etkileyecek kadar çok içmeye başlar. Birkaç yıl sonra kocası Blake birkaç suçtan cezaevine girdiğinde artık çift için yolun sonuna gelinmiştir. Çok acı çekerek de olsa boşanan Amy artık tek tabancadır ve yeniden müziğe odaklanmak için çalışmak ister. Ancak aynı anda uyuşturucu, alkol, blumia ve yalnızlıkla boğuşan genç kadın için bunu başarmak pek de kolay olmaz. Bir müzik tanrıçasıyken konserlerinde rezalet çıkarıp yuhalanan bir kayıp ruha dönüşen Amy günden güne içine kapanır. Bu sıralarda İngiltere’de müzik listelerine fırtına gibi giren Alex Clare’in albüm haberini alan Amy arkadaşlarına Alex’in şarkılarında kendisinden ve ilişkilerinden izler bulmaktan korktuğunu söyler. Alex albümünde Amy’den bahsetti mi tartışılsa da Amy 2006’nın sonunda yayınladığı You Know I’m No Good ile Alex’e açıkça mesaj verdiği kesin gibi “I cheated myself, Like I knew I would, I told you I was trouble, You know that I’m no good” Amy Winehouse Back to Black Documentary 2018 59 min iTunes BACK TO BLACK tells the real story of how Amy’s best known and most celebrated body of work came into being. Featuring previously unseen footage of Amy in the studio, new interviews with producers Mark Ronson and Salaam Remi, and the musicians who worked with Amy on the album, it offers fresh insights into Amy’s remarkable gifts as a singer, songwriter, musician and performer. Also includes AN INTIMATE EVENING IN LONDON, footage from a private show Amy hosted in February 2008, which has never been seen – until now. Amy’s performance sees her in fine form, relaxed and playing for family and friends on the evening she won five Grammy awards. Documentary 2018 59 min iTunes Unrated Starring Amy Winehouse Director Jeremy Marre Trailers Related Cast & Crew Sharon Jones 56 yaşında. Ama onu bir iki yıl öncesine kadar kimse tanımıyordu. Hikayesi çok ilginç, anlatayım. Amy Winehouse 2006’da şimdiden efsane olan “Back to Black” albümünü prodüktörü Mark Ronson ile kaydetmektedir. Ronson, Winehouse’a orijinal bir soul sound’u yaratmak istemektedir ancak stüdyoda bunu bir türlü başaramaz. Bir gün New York’a gider ve Sharon Jones and the Dap Kings isimli grubu dinler. Katıksız 60’lar soul’u yapmakta olduklarını fark eder. Aradığını bulmuştur. Ekibi stüdyoya sokar “Back to Black”teki şarkıların büyük kısmını bu grupla kaydederler. Ekip daha sonra turnelerde de Winehouse’a eşlik Temmuz’da santralistanbul Kıyı Amfi’de şenlik var. Sharon Jones and The Dap Kings İstanbul Caz Festivali kapsamında -bence- yılın konserini verecek. Tam ibretlik hikayeler anlattı hayatıyla ilgili Sharon tanınması da bununla birlikte geldi. İnsanlar onu dinleyince bugüne kadar neredeymiş bu kadın demekten kendilerini alamıyor. O gün bugündür grup üç yeni albüm yaptı, bir sürü konser verdi. 17 Haziran’da İstanbul’dalar. Sharon Jones and the Dap Kings’le tanışmalısınız. Jones, Oslo’da bir otel odasındaydı. Telefonla bağlandım ve muhabbet etmeye çalıştım bu çılgın kadınla...Şarkılarınız genellikle aşk ve ilişkiler üzerine. Böyle bir talebiniz oluyor mu, yani ben aşk şarkılarını söylemek istiyorum diyor musunuz mesela gruba?Hayır bunu dememe gerek kalmıyor. Onlar yaşadıkları olaylardan ve kendi hayatlarından esinlenerek yazıyor şarkıları. Soul müzik demek hikaye anlatmak demektir. Biz de anlattığımız hikayeyi en yoğun şekilde aktarmaya çalışıyoruz. 17 yıldır beraberiz. “I’ll Still Be True”, “I Learned the Hard Way”, “Better Things To Do” gibi duygu yüklü ve acılı aşk şarkılarınız var. Ve bunların başrolünde de hep güçlü bir kadın. Sizi mi yansıtıyor bu şarkılar?“Bana kadınım diyorsun sonra çekip gidiyorsun, binlerce mil uzaktasın ama hala kalbimi kırıyorsun” Jones burada “I’l Still Be True”yu söylemeye başladı... Bütün şarkıları hissederek söylüyorum ve elbette beni de yansıtıyorlar. Hepimiz bu tip şeyler yaşamışızdır. Âşık mısınız?O kadar uzun zamandır yollardayım ki bir ilişkiyi yürütmeye zamanım yok. Geçen sene Güney Carolina’da bir ev aldım bir kere bile gidemedim. Çalışmam lazım sorumluluklarım var.“Ne retrosu? Ben yıllardır böyle şarkı söylüyorum” Mutlu ya da üzgün olmanız şarkı söylemenizi etkiliyor mu?Bunun yanıtını tam bilmiyorum ama üzgün olduğum zaman ben bunu sahnede unutmaya çalışıyorum ve başka şansım da yok. Geçen martta annemi kaybettim. Eylülden beri hastaydı. Çok zor bir dönemdi. Ben o aylarda da şarkı söylemeye devam ediyordum. Herkes “Nasıl yapıyorsun?” diye soruyordu. Oysa ben üzüntünün verdiği enerjiyi sahneye aktarıyordum o grubum var, bir sürü insan benim için çalışıyor onları yüzüstü bırakamam. Benden beklenenleri vermem lazım. Bazen sahnede ağladığım oldu ama kimseye belli etmemeye çalıştım. Sanırım en sinir olduğunuz laf “retro”. Müziğinizi retro diye tanımlayan birine bayağı çıkışmışsınız bir röportajda. Bu konuda ve son yıllarda yükselen funk ve soul türevleri hakkında ne demek istersiniz?Bana retro diyorlar. Ne retrosu, ben yıllardır şarkı söylüyorum ve böyle söylüyorum. Soul’u yeni keşfetmedim. Pop şarkıcısı değilim. Hip hop şarkıcısı da değilim. Ben en iyi bildiğim işi yapıyorum ve buna isimler takanlar da sizlersiniz. 60’ların ve 70’lerin orijinal soul müziğini yapıyoruz. Bilgisayar efektleri kullanmıyoruz. Birisi trombon ya da trompet çalacaksa stüdyoya gelip çalıyor Beyonce, Etta James söylerse bu retro olur. Ben 56 yaşındayım ve doğduğumdan beri soul söylüyorum. Bunun neresi retro? Ama bu konuda artık tartışmıyorum, istediklerini desinler, beni takdir edip şarkılarımı dinledikleri sürece sorun yok.“Teninin rengini açabilir misin?' diye sordular”Sizin gibi bağımsız şirketi sanatçısı olmakla büyük şirket sanatçısı olmak arasında çok büyük fark var mı?Fark vardır herhalde. Ben hiç büyük şirketle çalışmadığımdan bilmiyorum. Yıllar önce Sony’den bir prodüktör bana “Senin görünüşün iyi değil, ünlü olamazsın demişti. Beni çok şişman, çok kısa, çok yaşlı ve çok siyah bulmuşlardı. Bir büyük plak şirketinin ihtiyacı olan özelikler değil bunlar. “Rengini biraz açabilir misin?” dediler. Tabii ki reddettim böyle bir şeyi. Büyük şirketle anlaşma imzalayacağım diye aptal gibi görünmeye niyetim şirketim Daptones’u biz kurduk. Hepimiz çalışıyoruz ve işimizi iyi yapmaya çalışıyoruz. Amacımız bu şirketin yeni bir Motown olması Motown 60’ların ve 70’lerin efsane plak şirketiydi.Umarım genç soul yıldızları çıkarabiliriz. Şimdi gençler hep rapçi ya da popçu olmak istiyor.“Amy çok mutsuz bir genç kadındı”Amy Winehouse öldüğünde ne düşündünüz?Çok üzüldüm. Sahnedeydim ve onun için şarkı söyledim. Amy son dönem “Temizim artık” diyordu ama bizim çocuklara söylemiştim “Amy daha kurtulamadı” diye. Bir ablası gibi nasihatte bulundum ona zamanında ama o böyle biriydi, başkası olamazdı, kendi olmak istedi ve kaderini yaşadı. Çok mutsuz bir genç kadındı. Onun için dua ettik. Hayattan ne öğrendiniz?Asla pes etme. Kalbini dinle, hayalinin peşinden koş, güçlü ol. Ben bunu yaptım. Hâlâ da yapıyorum.“Rikers Adası’nda gardiyandım”Müzikten başka işlerde de çalışmak zorundaydınız, biraz anlatır mısınız?Müzikle geçinemiyordum. Bir sürü yan iş yapmam gerekiyordu. İki yıl Rikers Adası hapishanesinde gardiyandım. Nasıl bir his gardiyanlık?Akıllı işi değil. Her gün suçluların arasındasın. Dertlerini hikayelerini dinliyorsun. Ve ne görüyorsun biliyor musun, suçlu deyip kestirip atmamak lazım. Onlar insan. Birilerinin çocuğu, annesi babası onlar da. Bana göre bir iş değildi ama çok şey öğretti. İnsanları tanımayı, peşin hükümlü olmamayı öğrendim. Ama sonsuza kadar orada kalamazdım, şarkı söylemem lazımdı. Sahnede sizi ne mutlu eder?Benim sahneye çıkınca kafam iyi oluyor, bunun için ekstra bir şey yapmama gerek kalmıyor. “Money”de “Para, nereye gittin? Kirayı ödemem lazım, faturalar birikti...” diyorsunuz. Para ile ilişkiniz nasıl?Bu şarkıyı 2005’teki “Naturally” albümünden önce yapmıştık. O zaman işler bu kadar iyi değildi. Sözlerini çok severim. Parayla ilişkimi mi soruyorsun? Para beni hiçbir zaman sevmedi. Sesinizi nasıl koruyorsunuz?Yıllarca kulüpler ve konserler dışında geçinmek için düğünlerde de söyledim. Bir dönem sinüslerimde bir sorun vardı. Damla kullanmak zorunda kalıyordum. Az kaldı sesim gidiyordu. Dinlenmezsen sesini kaybedersin. Sırada ne var yeni bir albüm mü?Evet yeni şarkılar var. Albüm yapıp seneye yeniden turnede olacağız. Çocukken kimleri dinlerdiniz?Areta Franklin, James Brown... Motown’la albüm yapan herkes. Yenilerden?R. Kelly, Beyonce, Erykah Badu genç şarkıcı LeGacy’yi beğeniyorum. he left no time to regret o üzülecek zaman bırakmadı with his same old safe bet aynı eski kesin iddiasıyla me and my head high and my tears dry ben ve dik başım ve kuruyan göz yaşlarım get on without my guy erkeğim olmadan doğruldu you went back to what you knew so far removed yakın zamana kadar uzaklaştırdığını bildiğin ne varsa onlara geri gittin from all that we went through yaşadığımız herşeyden and i tread a troubled track, my odds are stacked.. ve üzücü bir şarkıyla yürüdüm,tuhaflıklarım yığınla... i'll go back to black siyaha geri döneceğim nakarat we only said goodbye with words kelimelerle güle güle dedik sadece i died a hundred times yüz kere öldüm you go back to her ona geri gittin and i go back to, i go back to us ve ben de geri gidiyorum, ben bize geri dönüyorum i love you much, it's not enough seni çok seviyorum, bu yeterli değil you love blow and i love puff sen esmeyi seviyorsun ben esintiyi and life is like a pipe ve hayat bir düdük gibi and i'm a tiny penny rolling up the walls inside ve ben içerde duvarlarda gezinen küçük sıska peniyim we only said goodbye with words kelimelerle güle güle dedik sadece i died a hundred times yüz kere öldüm you go back to her ona geri gittin when i go back to ben geri gittiğimde black, black, black, black siyaha, siyaha, siyaha, siyaha black, black, black, siyaha, siyaha, siyaha, i go back to geri gidiyorum i go back to geri gidiyorum we only said goodbye with words kelimelerle güle güle dedik sadece i died a hundred times yüz kere öldüm you go back to her ona geri gittin and i go back to black ve ben siyaha geri döndüm DETAYLI ARAMA Arama Türü Tümü Haberler Tüm Haberler Amy Winehouse A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z 0-9 Aranan Kelime AMY WİNEHOUSE HABERLERİ AMY WİNEHOUSE ile ilgili son dakika haberleri için doğru sayfadasınız. AMY WİNEHOUSE haberlerini kapsamlı bir şekilde sitemizde bulabilirsiniz. Ülkeden ve dünyanın dört bir yanından gelen AMY WİNEHOUSE haberleri anında editörlerimiz tarafından sitemize eklenmekte ve bilgiler dakika dakika güncellenmektedir. En güncel, yeni, son dakika AMY WİNEHOUSE haberleri saatine göre kapsamlı bir şekilde sayfamızda yer almaktadır.

amy winehouse back to black hikayesi